“Yıllardır hayal ettiğim şeyler” listemi gerçekleştirme yoluna gidiyorum ya, sırada bas gitar vardı. Dün akşam ilk dersimi aldım ve bu aleme de ayağımı atmış oldum.
Neden bas gitar? Sanırım aslında çelloya olan hayranlığımdan. Acayip bir şekilde, müzikte lead etmek istemememden (acaba?). Bir gün kontrabas çalmak için bitip tükenmez bir arzu duymamdan. Piyano çalmaya başlayacak kadar kendime güvenmememden. Sanırım bu kadar sebep yeterli.
Neden şimdi? Dediğim gibi yıllardır proje halindeydi. Hatta geçen yaz bir ara bas almak için piyasa araştırmasına başlamıştım bile. Ama olmadı, şu oldu, bu oldu, o girdi araya, zamanı değildi, şuydu, buydu. En sonunda A. Murat Eren, herhalde ilahi bir dokunuş ile Uludağ proje ekibine dahil oldu. Onun bas üstatlığı ile benim hevesim bir araya gelince birkaç ay zaman alsa da sonunda ilk dersi ayarladık.
Dün akşam Meren ile Zyariz’in malikanesine gittim ve tıngırdatmaya çalışmaya başladım. İşte söz konusu cihaz bu:
Ama hocamın tavsiye ve direktifleri yönünde önümüzdeki günlerde kendime bir bas alacağım. Bu sayede hergün çalışabilir hale geleceğim. İlk gün neler mi yaptık? Biraz sağ el, biraz sol el, biraz aşağıya, biraz yukarıya. Nasıl mı geçti ders? Hocam arada sırada sert ve otoriter olabiliyor, onu gördüm. Ama sanırım iyi öğretiyor. Anladığım kadarı ile (eğer yağcılık yapmıyorsa) ben de kazmalık sınırının üzerindeyim, çalışırsam bu işi becerebilecekmişim gibi geliyor.
Haydi hayırlısı. Ne demişler: “Bir işe başlamak bitirmenin yarısıdır.”
Bir Cevap Yazın