Sevgili Bora Güngören’in, belli ki ağzı yanmış bir şekilde, web günlüğüne yazdığı bir yazı özgür yazılım ve kaynak kodu ile ilgili yıllardır söylediklerimi bir kez daha derli ve toplu bir şekilde kaleme almama vesile oldu. Bora’nın günlüğüne yorum olarak eklediğim metin şöyle:
Amerika’da Open Source terimi, biliyorsunuz, daha çok konuya ideolojik / ilkesel ya da pragmatik / pratik yaklaşımlar arasında bir anlaşamazlık yaşanması nedeniyle ortaya çıkmıştı. Doğru bir hareket olduğu da yıllar boyunca FSF’e ve Free Software’a burun kıvıran koca koca şirketlerin Open Source’u kucaklamasıyla anlaşıldı.Bir de Free’nin “as in beer” ve “as in freedom” karmaşası var tabii ki…
Avrupa’lıların kafası karıştığından FOSS ve FLOSS gibi bence manasız kısaltmalarla yaklaştılar olaya. Ama, örneğin, Brezilya’da Software Libre deniyor ve bir sıkıntı olmuyor. Tabii Brezilyalılar’ın özgürlük vurgusunu akılda tutmak lazım.
Neyse, sevgili Bora, olay kaynak kodu değil, açık kaynak kodu da değil. Bunun adı Özgür Yazılım. Özgür ise kaynak kodu açıktır ve daha pek çok şey. Ama kaynak kodunun açık olması tek başına hiçbir şey ifade etmez. Microsoft bile isteyen hukümetlere kaynak kodunu “gösteriyor”du. O kaynak kodunu alıp, derleyip, istersen değiştirerek yeniden derleyip, istersen değiştirilmiş haliyle yeniden dağıtamıyorsan kaynak kodu sana fazla birşey sağlamaz. Bir yazılım ya özgürdür, ya değildir.
Bu nedenle, lütfen, Türkçe’de manasız ve gereksiz olan açık kaynak lafını biz bari kullanmayalım. Open Source = Özgür Yazılım, FOSS / FLOSS = Özgür Yazılım. Bir yazılımın özgür olup olmamasını lisansı, lisansın özgür olup olmamasını da OSI (ya da isterseniz FSF) belirler. Her kaynak koduna ulaşabildiğiniz yazılıma özgür yazılım muamelesi yapmayın. Özgür yazılım kod ile ilgili değil, geliştirme ile ve dağıtım ile ilgili birşeydir. Kaynak kodu tam bir bonus olarak gelir…
Bir Cevap Yazın