Pardus 2007 sürümünü yayımladıktan kısa bir süre sonra yaptığımız değerlendirmede üç aylık sürelerle ara sürümler çıkarmamızın gerek geliştirme sürecimiz, gerekse kullanıcılar açısından çok yerinde bir yöntem olduğu kararına vardık. Bu arada, doğal olarak, paket güncellemeleri sürüyor ve güvenlik yamaları ile diğer uygun görülen güncellemeler paket depomuzda yerini alıyordu. Kısacası, bir anlamda üç işi birlikte yürütüyorduk: Pardus 2007 için paket güncellemeleri, Pardus 2007 ara sürüm için çalışmalar ve Pardus 2008 için geliştirme faaliyetleri. İlk ara sürümün çıkışı, sürüm yönetimi ve proje yönetimi açısından bizim için oldukça önemli bir kilometre taşı olacaktı.
Bu arada ara sürüm için bir numaralandırma/isimlendirme kararı vermemiz gerekiyordu. Pardus 1.0’dan Pardus 2007’ye geçişimiz ardından yıl temelli sürüm numaraları kural haline gelmişti. Ama ara sürümleri nasıl adlandıracaktır. Ayrıca isim verme (“İstanbul” önerilmişti sanırım), 2007.1, 2007 +I , 2007 rev.1 vb. pek çok öneriyi çekirdek ekip olarak değerlendirdik ve 2007.1, 2007.2, … diye giden bir serinin en anlamlı adlandırma olacağına karar verdik. Bu şekilde hem ana sürümden (Pardus 2007) fazla uzağa düşmemiş oluyor, hem de pek çok teknik detayı (2>1 temel kuralından hareketle) çözebiliyorduk. Mutluyduk, gururluyduk, dağıldık…
Fakat teknik açıdan bu kadar basit olan iş sosyal açıdan aynı basitlikte ilerlemedi, doğal olarak. İki hafta kadar önce gelen habere göre, özellikle Pardus 2007.1 CD’sini dağıtmak isteyen bilgisayar dergileri ve Pardus projesinin basın ilişkilerini yürüten artistanbul ajansından sevgili Ali Işıngör, ara sürümün Pardus 2007’den farklılığını vurgulamak istiyorlardı ve bu açıdan “.1” son eki yeteri kadar etkili olmuyordu.
Bu karmaşık durumda projenin başlangıcından beri çok az uyguladığım, ve gerek olmadıkça başvurmamayı tercih ettiğim bir yöntemi kullandım: Çok dar bir grupla çalışıp son kararı katılımcı olmayan bir şekilde oluşturdum. Başlı başına bu durum bile kimi geliştiricilerimiz ve kullanıcılarımız tarafından uygun görülmeyip, “Ama şöyle şöyle yapmalıydın …” diye eleştirilebilir; farkındayım. Fakat kimi durumlar kimi seçenekleri zorunlu kılıyorlar, benim izlenimim de bu kararın da bunlardan biri olduğu…
Hikayeye geri dönelim, Pardus 2007.1 numaralandırması güzel olmakla birlikte bir de sürüm adı kullanmanın çeşitli açılardan yararlı olacağı açıktı. Teknik ekip ve isteyenler Pardus 2007.1 ya da kısaca 2007.1 diyerek son derece kolaylıkla dertlerini anlatabilirken, basın dahil isteyenler sürüm adını ön plana çıkarıp farklılığı vurgulayabileceklerdi. Çok hoş… Ama sürüm adı ve izleyen ara sürümlerde kullanacağımız sürüm adları ne olacaktır? Bu noktada birkaç kriter belirledim: 1. Sürüm adları yıllarca aynı kavram çerçevesinde belirlenebilecek şekilde geniş bir isim havuzundan seçilebilmeli, 2. Sürüm adları “Pardus” markasının önüne geçme olasılığı olan kolay söylenen ve akılda kalıcı isimler olmamalı, her zaman Pardus ismine gereksinim duyulmalı, 3. Bu nedenle sürüm adları kullanım süreleri dolduğunda, yani bir sonraki ara sürüm ya da ana sürüm çıktığında, unutulmalı, 4. Mümkün olursa sürüm adları ile bir hikaye anlatılmalı ya da bir mesaj verilmeli. Benim gözümden bakınca diğer sürüm adı ya da kod adı kullanan dağıtımlar (Debian, Ubuntu, Mandrake gibi) kısmen ya da tamamen bu kuralları sağlıyorlardı, biz de yeni bir keşif yapmak yerine mevcut bilinenleri kullanıyorduk: Açık kaynak 😉
Sıra bu kriterlere uygun sürüm adını bulmaya gelmişti. Diğer adayları anmayacağım burada, “Ama yahu, şu daha iyiymiş…” çıkışlarını alevlememek amacıyla. Sonunda kazanan Türkiye’de yaşayan ya da yaşamış, endemik, nesli tükenmiş ya da tehlikede hayvanların Latince isimleri oldu. Gerek iklimi, gerekse coğrafi konumu nedeniyle Türkiye biyolojik çeşitliliğin üst düzeyde olduğu bir bölgesinde dünyanın. Buna karşın doğaya olan saygısızlığımız ve umursamazlığımızla bu çeşitliliği tehdit ediyoruz, biz “iki ayaklı canavar”lar. Türkiye’den ve dünyadan kullanıcılarımıza bu iki önermeyi iletecek bir mesaj, bu tür isimleri. Bunun yanında önümüzdeki haftalarda topluluk portalımızın hayata geçmesi ile Türk basınından, internet sitelerinden ve çeşitli sivil toplum örgütlerinden ilginç işbirlikleri ile bu mesajı daha kuvvetlendirme ve yaygınlaştırma yoluna gidebileceğiz. Sevgili Pardus ve bu sevgili kardeşleri sizlere ve tüm Pardus kullanıcılarına sürekli çevremiz ve kürenin geleceği için yapmamız gerekenler olduğunu anımsatacak…
İşte Pardus 2007.1 Felis chaus‘un vaftiz hikayesi. Teknik konudan ara sürümün özelliklerini çekirdek ekip, Felis chaus’un hikayesini de çeşitli basından öğreneceksiniz önümüzdeki günlerde. Sürüm mü ne zaman çıkacak? Bu hafta içerisinde, biraz sabır…
Bir Cevap Yazın