Geçtiğimiz günlerden birinde, bir sevgili Pardus geliştiricisi, başka bir konuda yazdığı mesajın arkasına hayli uzun bir eleştiri ve saptama listesi eklemiş. Ben de söz konusu noktalarda nasıl düşündüğümü ya da Pardus projesinin nerede durduğunu açıklamaya çalıştım. Bu metnin epey zamandır yazdığım GNU, özgür yazılım, vb konularını algılama şeklim açısından pek yerinde olduğunu düşündüğümden bu sevgili geliştiricimizin de izniyle soru ve yanıtları sizlerle paylaşıyorum. Bana bu fırsatı verdiğin için teşekkürler Talha…
[…]
Yine bu konuyla ilgili olarak Erkan’in gectigimiz hafta Stallman’in bir konusmasi konusunda yaptigi yorum ve GPL3’e “negative to very negative” baktigini soylemesi dikkatimi cekti. Kisisel dusuncelerinize sonuna kadar saygiliyim. Bunlari tabiki kisisel blog’larinizda dile getirmekte de ozgursunuz ama konu “Turkiyenin dagitimi Pardus” projesi oldugunda bazi konular daha acik olmali diye dusunuyorum:
Kişisel düşüncem “ama”lardan olabildiğince uzak durmaktır, bu nedenle yukarıdaki cümleni “… özgür değilsiniz” diye algıladım.
İspanya’da yeni tanıştığımız ama çok hızla birbirimize ısındığımız bir arkadaşla bir küsur saat GNU, free, Stallman konularını konuştuk; istim üzerindeyim anlayacağın.
Linus Torvalds’ın GPLv3 konusunda olumsuz düşünmesi benim düşünmemden daha küçük sorun yaratmıyor kanımca, ya da OSI’ın ya da mySQL’in. GPLv3 konusunda sıkıntıları olan tek kişi değilim, olacağımı ya da kalacağımı da sanmıyorum. EUPL konusunda da son derece olumsuz görüşlerim var ve AB yetkilileri ile de paylaştım bunları. GPLv2’nun özgür yazılımın gelişmesinde daha uzun uzun yıllar hizmet verebileceğini düşünüyorum ve özellikle iş dünyasının hala endişe ile yaklaştığı bu metni daha radikal bir metinle değiştirmenin özgür yazılım için yanlış bir adım olacağını düşünüyorum…
1- Aralik ayinda Erkan’a ozgur olmayan bilesenlerin kaptan programi tarafindan ayrica ve kullanicilarin bilgisi dogrultusunda yuklenmesini onermistim. Gorkem bunun muhtemelen iyi bir fikir oldugunu soylemis, Erkan da o an yogun olduklarindan dolayi bana sonra donecegini soylemisti. Bu ozelligin Pardus’un bir sonraki surumunde gelecegini umuyorum. Ama diger tarafatan Pardus web sitesinde “Pardus nedir” baslikli bolume baktigimda Linux veya GNU hakkinda en ufak bir bilgi veya baglanti verilmemesi de gozumden kacmiyor degil.
Pardus’un temel hedefi kullanıcısına olabildiğince tam ve kolay kurulabilir bir sistem sunmak. Bu nedenle YALI’yı olabildiğince az etkileşimli yaptık; bunu pek değiştirmeyi düşünmüyoruz. Benim tercihim “just works” tipi bir dağıtım oluşturmak, bir nevi Marc Shutlleworth’ün Ubuntu’su gibi. Bu nedenle kullanıcıyı “bu özgür, bu değil” tipi ayrıntılarla uğraştırmamak gerekli.
Pardus web sitesinde GNU ve Linux’un çok görünür olmamasının nedeni Pardus 1.0 öncesinde alının bir markalaştırma stratejisi kararı sonucudur ve bilinçlidir. Bunun değişme zamanı gelmiş olabilir, tartışılabilir. Ortalıkta Debian gibi ilk paragrafta GNU ve Linux diyenler olduğu gibi Red Hat ve Fedora gibi bir marka (RHEL) adı dışında Linux ve hiç GNU kullanmayanlar da var. Kimse Red Hat’in GNU ve Linux için Debian’dan daha az şey yaptığını söyleyemez. Pardus’u da web sitesinde sözcük arayarak değerlendirmemek gerekir. [devamı aşağıda]
2- Turkiye’de bircok kisi Linux’la Pardus sayesinde tanisiyor ve tanisacak. Insanlari ozgur yazilim konusunda egitmek ve bu konuda coook hassas olmak sizin sorumlulugunuz. Sonra mail-listlerinde, forumlarda vs yeni kullanicilardan “cok guzel bir isletim sistemi yapmissiniz. iste Turkun gucu. Windows’a rakip isletim sistemi yaptik heyy” diye mesajlar geliyor.
[yukarıdan devam] Unutmayın ki Pardus her platformda özgür yazılımı ve özgürlüğü vurgulayan, duruşu ile hep GPL destekçisi olmuş bir projedir. TÜBİTAK kapsamında yürütülen bir projenin GPL ile yayımlanmasında ilktir, LKD’nin dahi imzasını attığı “açık kaynak” hareketine doğrudan katılmayıp açık kaynağın yalnızca ve sadece özgür yazılıma giden yolda bir durak olduğunu savunma konusunda da neredeyse tektir.
3- GNU/Linux’un (bakin az once Linux demistim, burada da GNU/Linux dedim ornegin) Windows’dan farkini insanlara iyice anlatmazsaniz projenin basarili olmasi da zorlasacaktir zaten. Ozgur yazilim yayginlasirken ilerde ulkemizin Brezilya’nin dustugu duruma dusmesini istemezsiniz herhalde. Bu konuda su yaziya bir bakmanizi oneriyorum: http://www.linux.com/article.pl?sid=07/01/17/2018227 Uzun lafin kisasi egitim konusu onemli.
Brezilya’daki “başarısızlık” öyküsü, ya da başlangıcı, iki haftadır benim de üzerinde gidip geldiğim bir yazı. Pardus projesi olarak bu konuda sorumluluğumuzu çok dikkatle yerine getiriyoruz. Özellikle yalancı cennetlere inanmamak, gücümüzü yanlış tahmin etmemek, doğru hızda ve doğru yoldan büyümek çok önemli. Brezilya, bence, ideolojik atılganlığın sosyal ve teknik hazırlıklılığı boş verip eyleme geçmesinin ceremesini yaşıyor. Yine bence, bu açıdan gerekli temel eğitim proje yönetimi ve fizibilite konularını içerir, özgür yazılım felsefesinden önce.
4- Ayrica madem ki bu ulusal bir proje, bu konuda hassas olan diger kisilerin dusuncelerine de saygi gostermeniz gerekmiyor mu? Yani neden bu konuda emek sarfeden, sarfedebilecek olan diger kisileri de kendi tarafiniza cekmek yerine uzaklastirasiniz?
Kimsenin düşüncesine saygı konusunda bir kusur içerisinde olduğumu sanmıyorum. Ama, başta da dediğim gibi bu saygı kendi düşüncemi gizlemek anlamına gelmemeli. Pardus geliştiricilerinin hepsi ile, hatta Enstitü çalışanı olanlar ile dahi, aynı düşüncede olduğumu sanmıyorum. Kimseyi yabancılaştırdığımı da sanmıyorum. Başa döneyim [GNU/]Linux ibaresini kullanmamak bir marka stratejisi, ancak Pardus özgür yazılımda Türkiye’nin en anlamlı ve önemli projesi ve evanjelisti; emin olabilirsiniz.
5- Ornegin ben ekonomi doktorami daha tamamlamadigim halde hali hazirda 3 yayin bitirdim bunlarin 2si Linux ve ozgur yazilim uzerine. Ileride de Pardus ve diger ozgur yazilim projeleri uzerine cok sayida yayin yapmak, Pardus’a katkida bulunmak ve Pardus’un yayginlasmasi icin de elimden geleni yapmaya devam etmek istiyorum. Diger taraftan da ozgur yazilim vs acik kaynakli yazilim tartismasinda ozgur yazilimi destekliyorum. Her ne kadar cilgin olsa da Stallman’in gerekli bir cilgin oldugunu dusunuyor ve bircok dusuncesine katiliyorum. Ne olursa olsun yillardir savundugu degerlerden taviz vermedigi icin de kendisine saygi duyuyorum. Ayrica sizin gibi ben de ozgur yazilima ve ozgur yazilimin Turkiye’de basarili olacagina, ulkemize uzun vadede cok buyuk kazanclar sagliyacagina da sonuna kadar inaniyorum.
Sizin Aralık’taki mesajınıza (hala) yanıt veremememin nedeni de benzer şeyler, önce Pardus 2007 sürüm çalışmaları, sonrasında özgür yazılımın Türkiye’nin BT stratejisinde oynayabileceği rol konusunda akademik bir çalışma, “özgürlük” ve “özgür yazılım” laflarını bolca barındıran çok sayıda popüler yazı ve röportaj, ve sonrasında Pardus’un bu konuda oynayabileceği yol konusunda proje, etkinlik ve iş planları… Bir-iki haftaya kadar epey yüklü yapılacaklar listemi hayli hafifletip iş ve ekonomi konusuna gelebileceğim; o zaman sizinle bu konuda da bağlantıya geçeceğimden emin olabilirsiniz…
6-Bu dusuncelerim isinginda zaman zaman GNU/Linux isminin kullanilmasi veya newsletterda bu sekilde gecmis olmasinin kime ne zarari var? Eger zarari varsa bu durumda ne olacak? Yani benim gibi kullanicilara “biz boyleyiz. Pardusu biz yaptik. kimseye de ihtiyacimiz yok. isinize gelirse” mi diyeceksiniz? bu konuda beni bilgilendirebilirseniz sevinirim.
Bahsettiğim gibi bu marka stratejisi, ilk kez duyanlara Pardus’u (Panthera’daki gibi) ve işletim sistemini anlatmak zorunda kalalım istedik; GNU’yu, özgür yazılımı ve Linux’u değil. Merak etmeyin ikinci sırada Linux ve özgür yazılım geliyor, GNU’dan ben kişi olarak çok söz etmiyor olsam da GPL’in kulakları sıkça çınlıyor.
Tırnak içerisindeki ifadeler ise ne benim, ne de Pardus projesinin herhangi bir üyesinin ağzından ya da kaleminden çıkmamıştır; çıkmayacak da. Nüans başka şey, taban tabana zıt olmak başka.
Eğer kastınız “GNU/Linux ibaresi olmazsa Pardus’a katkıda bulunmam” diyenler ise burada durum biraz karışık. Ürünün adı, markası Pardus, Pardus Linux ya da Pardus GNU/Linux değil. Sanırım kararımız markayı korumak yönünde olacaktır. Unutmayın ki Pardus’un hedefi yalnızca özgür yazılım evanjelizmi değil; aynı zamanda sürdürülebilir bir iş organizasyonu ve ekosistemi oluşturmak. Bu nedenle bazı iş kararlarını dikkatli almak ve yürütmek gerekiyor.
[…]
Not: Shuttleworth’ün l’lerini kontrol ettim de Torvalds’ın h’sini atlamışım. Bunu hep yapıyorum ben, sevgili Çağlar anımsattı yine, teşekkür ederim. Ama sloganımızı atalım yine: Özgür yazılımcıların isimlerini bilmemek özgür yazılımcı olmamak anlamına gelmez…
Bir Cevap Yazın